© Haber Cesur 2021

Yardımcıoğlu: Bu Sistem Böyle Gelmiş Olsa Bile Böyle Gitmez, Gidemez!

Türkiye’de devletten yardım alanların sayısının, ülkedeki aktif sigortalı çalışan sayısına çok yaklaştığını ifade eden Büyük Birlik Partisi (BBP) Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mahmut Yardımcıoğlu, Türkiye’de sosyal yardımların insanları tembelleştirerek üretimden uzaklaştırdığını belirtti. Bu sistemin böyle gelmiş olsa bile böyle gidemeyeceğini dile getiren Yardımcıoğlu, ihtiyaca cevap veren, adil gelir, vergi ve kredi dağılımı sağlayan, verimlilik ve rekabet esaslı bir çalışma sistemi oluşturması için hükümete çağrıda bulundu.

Türkiye’de devletten yardım alanların sayısının, ülkedeki aktif sigortalı çalışan sayısına çok yaklaştığını ifade eden Büyük Birlik Partisi (BBP) Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mahmut Yardımcıoğlu, Türkiye’de sosyal yardımların insanları tembelleştirerek üretimden uzaklaştırdığını belirtti. Bu sistemin böyle gelmiş olsa bile böyle gidemeyeceğini dile getiren Yardımcıoğlu, ihtiyaca cevap veren, adil gelir, vergi ve kredi dağılımı sağlayan, verimlilik ve rekabet esaslı bir çalışma sistemi oluşturması için hükümete çağrıda bulundu.

BBP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mahmut Yardımcıoğlu, “Bugün ülkemizde devletten yardım alanların sayısı, ülkedeki aktif sigortalı çalışan sayısına o kadar yaklaşmıştır ki! TÜİK verilerine baktığımızda; 2019'da 14 milyon 389 bin kişiye toplam olarak 442.6 milyar TL sosyal yardım yapıldığını, 2020’de bu yardımların katlanarak arttığı yazılıdır. Yeni üretim ve iş alanlarının yanı sıra çalışma kültürü ve alışkanlıklarında da ciddi bir dönüşüme ihtiyaç duymaktayız. ” dedi.

“TARIMDAKİ ATIL POTANSİYELİ HAREKETE GEÇİRMELİYİZ!”

Ülkemizde dışa bağımlılığın getirdiği hayat pahalılığından insanların şikâyetlerinin her geçen gün arttığını aktaran Yardımcıoğlu, şöyle konuştu: “ Bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve bu ülkede yaşayan insanlar olarak, samanından, yemine; buğdayından arpasına; yağından şekerine; elektriğinden doğalgazına ihtiyaç duyduğumuz ürünler için çözüm aramaktayız. İhtiyaç duymadığımız ve en az 5-10 yıl daha ihtiyaç duymayacağımız bir alana yatırım yapmak yerine; buralara ayrılacak ve ayrılan bütçenin onda biriyle, örneğin tarımdaki atıl potansiyeli harekete geçirmek bir seçenek olarak önümüzde durmaktadır. Sermayeden tasarrufa, bütçeye, döviz fiyatına, faizlere kadar tüm sorunların doğuşunu engellemiş olacağız.”

“İHTİYACI OLMAYANLAR DA SİYASİ ÇEVRE EDİNİP BU YARDIMLARDAN FAYDALANIYORLAR!”

Sosyal devlet ilkesi gereği vatandaşlara verilen yardımların denetimden ve adil yaklaşımdan uzak yapıldığını dile getiren BBP’li Yardımcıoğlu, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Bugün ülkemizde devletten yardım alanların sayısı, ülkedeki aktif sigortalı çalışan sayısına o kadar yaklaşmıştır ki! Ve en kötüsü ise bu yardımların insanları çalışmaktan, çabalamaktan, üretmekten uzaklaştırıp; tembelliğe alıştırıyor olmasıdır. Ayrıca bazı ihtiyacı olmayanların da Allah’tan korkmadan, kul hakkına girmekten imtina etmeksizin, ‘siyasi çevre’ edinip, bu yardımlardan faydalandıklarına ilişkin söylenenlerdir. TÜİK verilerine baktığımızda, 2019'da 14 milyon 389 bin kişiye toplam olarak 442.6 milyar TL sosyal yardım yapıldığını, 2020’de bu yardımların katlanarak arttığı yazılıdır. İşin ilginç olan tarafı ise; ihtiyacı olana ya da olmayana dağıtılan 442.6 milyar TL sosyal yardımın, az bir bölümünün dahi; ‘kimseyi, kimseye yardıma muhtaç etmeyecek’ bir sistemin temelini atmaya yeteceği çok aşikârdır. Aile Bakanlığı’nın 105 milyar 300 milyon liralık yardım gideri ise, genel bütçe toplam giderlerinin yüzde 10.5’ine denk gelmektedir. Bizce bu yapılanlar, maalesef ki sorunumuzun çözümü değildir.”

“CİDDİ BİR DÖNÜŞÜME İHTİYACIMIZ VAR!”

BBP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yardımcıoğlu, denetimsiz ve adil yaklaşımdan uzak yapılan sosyal yardımlarda köklü bir değişikliğe gidilmesi gerektiğine dikkat çekerek şunları söyledi: “Bu sistem böyle gelmiş olsa bile böyle gitmez, gidemez! Bizim tespitlerimiz ve tekliflerimiz şu şekilde özetlenebilir: Yeni üretim ve iş alanlarının yanı sıra çalışma kültürü ve alışkanlıklarında da ciddi bir dönüşüme ihtiyaç duymaktayız. Genç insanlarımızı, dünyada ihtiyaç duyulan veya duyulacak

alanlarda uzmanlaştıran; evrensel, eşitlikçi, ortak ‘eğitim sistemi’ artık zaruri olmaktan daha fazla elzemdir. İhtiyaca ve talebe cevap veren; adil gelir, vergi, kredi dağılımı sağlayan, verimlilik ve rekabet esaslı bir çalışma ve üretim sistemi oluşturmak bir an evvel gereklidir ve ivedi uygulamaya konmalıdır.”

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER