© Haber Cesur 2021

DEVA’DAN ZEYTİNLİK ALANLARIN MADENCİLİĞE AÇILMASINA TEPKİ

DEVA Partisi Doğa Hakları ve Çevre Politikaları Başkanlığı yeni imara açılan Dulkadiroğlu Belediyesi binasının doğusundaki Dereli Mahallesi'ndeki zeytinliklerden "Zeytinime Dokunma" diye seslendi.

DEVA’DAN  ZEYTİNLİK ALANLARIN MADENCİLİĞE AÇILMASINA TEPKİ

‘İktidar, zeytinlik alanların madencilik faaliyetlerine açılması kararından derhâl dönmeli’ diyen DEVA Partisi Doğa Hakları ve Çevre Politikaları Başkanlığı yeni imara açılan Dulkadiroğlu Belediyesi binasının doğusundaki Dereli Mahallesi'ndeki zeytinliklerden "Zeytinime Dokunma" diye seslendi.

Konuyla İlgili İl Başkanı Uzm.Dr. İrfan Karatutlu Deva Partisi İl ve İlçe teşkilatları birlikte bir açıklama ve eylem gerçekleştirdi. Konuya ilişkin açıklama yapan DEVA Partisi Doğa Hakları ve Çevre Politikaları Kahramanmaraş İl Başkanı Avukat Aybala Uzun Maden Yönetmeliğinde değişiklik yapılmasına dair yönetmelik ile elektrik ihtiyacının karşılanması amacıyla zeytinliklerde madencilik faaliyetleri yürütülebilmesi kararına tepki gösterdi. Avukat Aybala Uzun, iktidarın zeytinlik alanların yok edilmesi adına ısrarla gözü dönmüş imar çalışmaları girişimlerde bulunduğunu da belirtti. Yeni yapılan imar çalışmasıyla Dulkadiroğlu Dereli Mahallesi'nde onlarca hektar zeytinliğin de yok edileceğini söyleyen Aybala Uzun tarım arazilerinin değil, açılacaksa boş ve marjinal kıraç arazilerin imara açılması gerektiğini sözlerine ekledi.

    

Daha sonra Genel Merkez Doğa Hakları ve Çevre Politikaları Başkanı Evrim  Rızvanoğlu’nun basın açıklamasını basınla paylaştı.

 

Evrim Rızvanoğlu yaptığı açıklamada şunlara değindi: ‘Zeytinliklerin madencilik faaliyetlerine açılması geri dönülemez tahribatlara yol açacak’ “2015 yılı Uluslararası Zeytin Konseyi’nin verilerine göre Türkiye, İspanya’nın ardından hem ağaç sayısı hem de zeytin üretimi olarak dünyada ikinci sırada yer alıyordu. 2018-2019 yıllarında ise Türkiye’nin zeytin ağacı sayısı artarken üretim miktarı 343 bin tonlara kadar düşmüş ve dünyadaki üretim sıralamasında üçüncü sıraya gerilemiştir. Türkiye’nin hem ağaç sayısı hem üretim kapasitesi olarak bu kadar önemli bir noktada olması rakiplerimizin Türkiye’nin zeytin ağacı stokunu bir tehdit olarak görmesine neden olmuştur. Bu nedenle Türkiye, zeytin ağaçlarını kanun ile koruma altına almıştır. Zeytinlik alanların ‘Zeytincilik Kanunu’ ile özel koruma altına alınmış olmasına rağmen bir yönetmelik değişikliği ile madencilik faaliyetlerine açılması hem zeytinlik alanlarda verimliliği düşürecek hem de geri dönülemez tahribatlara yol açacaktır.” ‘Anayasa’nın tarım alanlarının ve çevrenin korunmasına ilişkin maddelerine de aykırı’ “Ayrıca bu düzenleme, Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun’un zeytinliklere zarar veren işletmelerin tesis edilmesini yasaklayan 20. maddesine,  Anayasa’nın tarım alanlarının ve çevrenin korunmasına ilişkin 45. ve 56. 4 maddelerine ve tarafı olduğumuz Uluslararası Zeytinyağı ve Sofralık Zeytin Anlaşması’nın çeşitli hükümlerine de aykırıdır. Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun’un 20. maddesinde zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 kilometre mesafede zeytinliklerin gelişmesine mâni olacak kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkaran hiçbir tesisin yapılamayacağı ve işletilemeyeceği hükme bağlanmıştır. ‘Nitelikleri belirsiz tesislerin zeytinlik alanlara kurulması hukuken mümkün değil’ “Ancak elektrik üretim amacına yönelik maden faaliyetleri hem zeytin ağaçlarının sökülmesi ve taşınması nedeniyle hem de çıkarma sırasında etrafa yayacağı kimyevi atık, toz ve duman nedeniyle zeytin ağaçlarına ve zeytinliklere büyük bir zarar verecektir. Kanun’da zeytin ağaçlarına ve zeytinliklere zarar veren tesis ve faaliyetler hiçbir istisna öngörülmeden yasak getirilmiştir. Zeytinliklere ilişkin bu kanunun tek amacı, zeytin ağacı ve zeytinliklerin koruma altına alınmasıdır. Kanundaki bu 

koruyucu hükümler yok sayılarak, bir yönetmelik değişikliği ile nitelikleri belirsiz tesislerin zeytinlik alanlara kurulması hukuken mümkün değildir.

Zeytinlik alanların ranta açılmasına izin vermeyeceğiz’ “Sözüm ona zeytinlik alanların daha sonra rehabilite edilmesinden, zeytin ağaçlarının başka yerlere taşınmasından, taşınmanın mümkün olmadığı durumlarda ise yeni bir zeytin bahçesi tesis edilmesinden bahsedilse de bunların hiçbiri yapılacak tahribatı hafifletmeyecektir. Zira zeytin ağaçları, dikildikleri yerde kolayca tutan ve gelişen türden ağaçlardan değildir. Bu özellikleri dolayısıyla kanunlarla özel olarak koruma altına alınmışlardır. Ayrıca, daha önce madencilik yapılan alanlarda görüldüğü gibi gelecekte de madencilik sonrasında bu alanlar tarımsal faaliyete uygun olmayacaktır. Zeytinlik alanların madencilik adı altında ranta açılmasına izin vermeyeceğiz.

İktidar, zeytinliklerin yok edilmesine ilişkin gözü dönmüş girişimini ısrarla sürdürüyor’ “Zeytinliklerin yok edilmesine ilişkin bu “gözü dönmüş” girişimin ilk kez yaşanmadığını da hatırlatmak isteriz. Daha önce de bu konuda bir yönetmelik değişikliği yapılmış ve Danıştay tarafından iptal edilmiştir. Benzer yöndeki kanun teklifleri ise siyaset, sivil toplum ve kamuoyundan gelen yoğun tepkiler sonrasında geri çekilmiştir. Dolayısıyla, hukuka aykırı olmasına ve toplumsal tepkilere rağmen bu tutum iktidar tarafından ısrarlı bir şekilde sürdürülmektedir. Elektrik üretmek için her yer bitti de zeytinliklerin altındaki kömürler mi kaldı?’ “Tüm bilimsel gerçekleri ve insanlık tarihi boyunca zeytin ağaçlarının korunmasının gerekliliğine dair tecrübeyi hiçe sayarak bu alanların özel sektörün tasarrufuna terk edilmesi asla kabul edilemez. Koskoca Türkiye'de zeytin ağacı olmayan bölgelerde kaliteli kömürlerin çıkarımı bitti de elektrik üretmek için zeytinliklerin altındaki kömürler mi kaldı? Sökülen ve kesilen ağaçların yerine asla yenisi konulamayacağı unutulmamalıdır. İktidar ise ne yazık ki, insan hayatına etki eden her alanda maddi çıkar kaygısını gözettiği gibi zeytin ağaçları konusunda da aynı motivasyonla hareket etmektedir.

DEVA Partisi olarak takipçisi olacağız’ “DEVA Partisi olarak, iktidara, zeytinlik alanların maden arama ve çıkarma faaliyetlerine açılması hatasından bir önce dönülmesi ve çok geç olmadan bu ısrarlı tutumdan vazgeçmesi çağrısında bulunuyoruz. Ayrıca bu süreç vatandaşlarımızın ve çevremizin korunması lehine sonuçlanana kadar da ısrarla takipçisi olacağımızı da kamuoyuyla paylaşmak isteriz.”

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER